top of page

İLUVATAR'IN İLK ÇOCUKLARI: ELFLER

OvidianCan

 

 

Geçtiğimiz ay yayımlanan yazımda sizlere Silmarillion’dan bahsetmiştim. Quenta Silmarillion yani Silmariller’in Tarihi kısmında Elfler’i sizlere üstünkörü anlatırken içinizden demiştirsiniz “kim bu Elfler” diye. İşte bu ay ki yazımda sizlere Elfler’in tarihiyle ilgili daha detaylı bir yazı yazma gereği duydum. Sonuçta Orta Dünya herkesin biraz bildiği bir evren olmasına rağmen Elfler bu dünyanın tarihinde önemli bir yer oluşturmasına rağmen detaylı bilinmemektedir.“Elfler Orta Dünya’nın tarihinde önemli bir yere mi sahiptir?” gibi aklınıza başka sorular da gelmiş olabilir. O yüzden en baştan başlayalım. Yani İluvatar’ın ilk çocukları olan Elfler’in uyanışına gidelim.(Sürekli “nereden başlasam?” diye düşündüğüm konuya geldik. Zaten daha konunun başında değil miydik?) Hadi kahvenizi alın başlayalım :)

 

 

 

 

ELFLER’İN UYANIŞI

 

 İlkdoğanlar, Ainulindale'nin üçüncü temasında Eru yarattı onları. Orta Dünya'nın konuşabilen ırklarının en büyüğü ve soyluları onlardır. Yaratıldıkları zaman Güneş ve Ay henüz yokken, Orta Dünya’nın Uzak Doğusunda, Cuivienen’de, Uyanış Suyu’nda Elfler gözlerini açtı. Aklınıza “Cuivienen neresi arkadaşım?” diye bir soru takılmış olabilir. Orta Dünya’nın en Doğusu, Helcar Denizi’nin Doğu kıysında bir yerdir. Bu uykudan üç çift uyandı; İmin ve eşi İminye, Tata ve Tatie, Enel ve Enelye’dir.

 

 

 Imin, Tata ve Enel ve karıları bir araya geldi ve ormanların arasından geçti. Altı, dokuz ve on iki elf çiftiyle karşılaştılar ve her "aile reisi" çiftleri sırayla halk olarak ilan etti. Şimdi altmış kişi olan Elfler nehirler tarafında hayat sürdüler ve Orta Dünya'da şiir ve müzik icat ettiler. Yolculuk yaptıklarında Tata'nın kendisinin olduğunu iddia ettiği, yıldızları izleyen bir Elf grubuyla karşılaştılar. Bunlar uzun ve koyu renkliydi, Noldor halkının babalarıydılar. Aklınıza “Noldor halkı kimlerdir” diyecek olursanız; Aman'a gelen Elfler’in ikinci grubudur. El sanatları konusunda oldukça yetenekliydiler. Kralları Finwe idi, ancak Morgoth Silmarilleri ondan almak için onu öldürdü. Başlarına geçen oğlu Feanor, babasının intikamını almak için Silmarilleri çalan Morgoth'a karşı Orta Dünya'da savaştı.(Konumuza geri dönecek olursak J)Doksan altı Elf artık birçok yeni kelime icat etti. Yolculuklarına devam ederken, dilsiz şarkı söyleyen yirmi dört çift Elf buldular ve Enel onları halkına ekledi. Bunlar daha sonra Teleri olarak adlandırılan Lindar’ın atalarıydı. Artık Elfler en küçük grup olan Imin’in halkını bulamadılar.

 

İlk başta Elfler konuşma olmadan nezaket ve neşeyle seslendiler ancak kısa sürede konuşmalarını geliştirdiler bu yüzden ilk adları Quendi'ydi.

 

 

ELFLER’İN GÖÇÜ

 

Elfler hakkında en önemli kısım işte burasıdır. Çünkü burada bütün Elf gruplarından kimisi farklı yerlere tek göç etmiştir, kimisi birlikte göç etmiştir, kimisi de yok olmuştur.

 

 

Elfler uyandıklarında Melkor, Valar’dan önce onların yaşadıkları yerin farkındaydı ve onları gözetlemek için bir süre karanlık ruhlar gönderdi, kötülükler yaptırdı. Orome Melkor’un Elfler’i keşfeden ilk Vala olacağını bildiği halde büyük atlılar biçimine geldiler ve Oromë elfleri buldu. Haliyle Melkor’un kötülüğünden korkan bazı Elfler kaçmaya çalışırken Melkor’un karanlık askerleri tarafından yakalandı. Bu Elfler bir daha hiç görülmedi ve Melkor’un kalesi Utumno’ya götürüldüler. Elfler zaman geçtikçe Orome’nin kötü birisi olmadığını aksine çok farklı olduğunu fark ettiler ve Orome Elfleri, Elfler de Orome’yi sevmeye başladılar. Orome onlara Eldar adını verdi.

 

 

Orome Elflerle biraz daha kaldıktan sonra Manwe’ye Elfler’i bulduğunu anlatmak için Valinor’a geri döndü. Bir süre sonra Valar, Melkor’a savaş açılmasına ve Elflerin korunması için başlarına bir bekçi dikilmesine karar verirler. Ayrıca şunu da belirtmem gerekiyor Elfler bu dönemde savaşla ilgili hiçbir şey bilmiyorlar. Uzun süren bir savaşın ardından Valar bu savaştan galip geldi ve Melkor üç çağ hapis cezasına çarptırıldı. Bu savaşta Valar’ın gücünü gören Elfler daha da korkmaya başladılar. Bu yüzden Valinor’a gidip gördüklerini rapor etmeleri için üç temsilci gönderilmesine karar verdiler. Bunların adı; Ingwe, Finwe ve Elwe idi. Üçü gidip geri geldikten sonra, halklarına orada gördükleri güzellikleri anlatmaya başladılar ve onları Valinor’a gitmeye çağırdılar. Böylece Elfler’in ayrılışı olarak da bilinen Büyük Yolculuk başlamış oldu.

 

 

Orta Dünya’da kalmayı tercih eden Avari hariç bütün Elfler bu göçü kabul etti. Orome başta olmak üzere Cuivienen’in dışından başlayıp, ormanlık alandan çıkıp ilerlemeye başladılar. Valinor'a ulaşmaya en hevesli olan Vanyar ve Noldor, hızla ilerlediler ve kıyılara ilk ulaşan onlar oldu. Oradan da Ulmo'nun Belegaer’de rehberlik ettiği bir ada üzerinde Valinor'a götürüldüler.Teleri, en yavaşlarıydı ve Orta-Dünya'nın Batı ve Güney kesimlerinde gördükleri ve karşılaştıkları şeylere çekildiler. Bu onların Wilderland'ın ve sonrasında Beleriand'ın Orman Elfleri olan Nandor gibi gruplara ayrılmasına neden oldu. Denizleri sevmeyen Teleri'nin bir kısmı kısmen Elwe'nin Nan Elmoth'da bir süre ortadan kaybolması nedeniyle geri çekildiler ve daha sonra Doriath olan Region ve Neldoreth'in ağaçlıklı bölgelerine yerleştiler. Denize yönelen Teleri daha sonra Batı kıyıları boyunca yerleşti ve daha sonra Eglarest ve Brithombar kıyı kentlerini kuran Cirdan tarafından yönetilen Falathrim oldular. Ayrıca Teleri'nin çoğunluğu Batı’ya gitti.

 

VALAR TOPRAĞI AMAN’DA ELFLER

Aman’a gelen Elfler Valar’ın bilgisi ve kudretli topraklarındaki mutluluk ile üç Elf kendi kültürlerini geliştirdiler. İngwe ve Finwe halklarının kralları oldular ve Elwe Valinor’a gelmediğinden dolayı kardeşi Olwe Teleri’nin kralı oldu. Vanyar Valar'a ve Valinor’un İki Ağacı'nın ışığına çekildi ve Manwe’nin altındaki dağda yaşayan tüm Elfler tarafından saygı gören kralları Ingwé ile Taniquetil'in eteklerine yerleştiler. Sanata olan sevgileri nedeniyle Demirci Aule’nin sevdiği Noldor, Finwe’nin yaşadığı Tuna’daki büyük Tirion kentini birlikte inşa ettiler. Teleri denize çekildi ve bazıları daha sonra Alqualonde'yi Noldor'un yardımıyla inşa edinceye dek Tol Eressea adasından hiç ayrılmadılar.

Yazı, sanat ve gemi yapımı yeteneklerini geliştirdiler. Bu üç çağ, Elfler için tam bir huzur ve barış içerisinde geçti. Ama Melkor üç çağ hapis yattıktan sonra Manwe’nin huzuruna tekrardan çıkarıldı ve ona yalan söyleyerek hapisten çıktı. Hapiste kaldığı bu üç çağ boyunca sadece kötülüğü artmıştı ve kendisinin devrilmesine sebep olan Elfler’den intikam alması gerekiyordu. Bu yüzden Valinor dahil herkesin güvenini tekrardan kazandı. Melkor, üç Elf grubundan Teleri'nin kendisi için oldukça yararsız olduğunu gördü ve Vanyar'ın onunla ilgisi olmayacaktı. Gözüne kestirdiği Noldor, onu dinlemeye istekliydi ve yetenekleri sayesinde Elflere iş öğretiyordu. Ama bu isteğinin arkasında içten içe bir intikam gizliydi. (Tabi yalancının mumu yatsıya kadar yanar J) Melkor’un gizli planlarını Valar, Elflere açıklamamıştı. Bir süre sonra, bu haberi duyan ve hiç hoşnut olmayan Noldor kralı Finwe’nin ilk oğlu Feanor idi. Feanor'a, güzellik, beceri, incelik ve işçilik açısından neredeyse tüm meslektaşlarının ötesinde yetenek bahşedilmişti. Diğer harikalar arasında, Noldor halkının kullandığı harf sistemini geliştiren de o idi. Fakat onun en büyük eseri, Valinor’un İki Ağacı’nın iç içe geçmiş ışığının yakaladığı üç tane mücevherden oluşan Silmariller idi.

 

Ayrıca belirtmem gerekiyor ki Feanor’a bahşedilen yeteneklere rağmen en önemli dezavantajları aşırı derecede kibirli olması ve eylemlerini sürekli düşünmeden yapmasıydı. Melkor'dan nefret edip korkuyordu, ama istemeyerek yalanlarına en belirgin cevapları verdi. Sonunda, Melkor'un yalanları ve Fëanor'un kendi kibri, üvey kardeşi Fingolfin'e karşı kılıcını çekmesine neden oldu. Bununla birlikte Valar, Noldor’da çıkan huzursuzluktan rahatsız oldu ve Feanor durumu Valar’a açıkladı. Tabi Melkor’un da yalanları ortaya çıktı ama yakalanmadan Aman’dan kaçtı. Melkor kaçtıktan sonra büyük bir örümcek olan Ungoliant’dan Silmarilleri birlikte çalmak için yardım istedi. Melkor ve Ungoliant, iki ağacı yıktı, Valinor'u karanlıkta bıraktı, Finwë'yi öldürdü, Fëanor'un üç Silmarilini çaldı ve Orta Dünya'ya kaçtılar. Ungoliant'ın yardımını elde etmek için Melkor ona "Evet, iki elimle" diyerek yanına çekmişti ve Valinor'dan kaçtıktan sonra, gerçekten de ona çok sayıda mücevher verdi. Bununla birlikte, Silmariller'i sağ elinde tuttu ve onları Ungoliant’ın onları yutmasına izin vermeyecek kadar çok arzulamıştı. Öfkeli Ungoliant Melkor'u ağlarına sardı ve onu kandırdığı için cezalandırmaya hazırdı. Ungoliant, İki Ağacın ışığını emerek öncekinden çok daha büyük ve daha güçlü olmuştu ve Melkor da daha önceki çabalarından tükenmişti. Gerçekten de, Kasvet Dokumacı, çaresizlik çığlığını duyarak gelen ve efendisini kurtaran Balroglar olmasaydı, Melkor'u öldürecekti.



Can Doğar

 

 

 

 

 

 

 

 

 

13 views0 comments

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page